Southern Rock ya da Türkçe mealiyle Güney Rock grupları içersinde (Lynyrd Skynyrd da dahil olmak üzere) en ayrıcalıklı yere sahip olan grup, benim için The Allman Brothers Band'dir. Rock, blues hatta hard'n heavy ve country ile harmanlanırken onların ayrıcalığı olarak caz tınılarını da katabilme ayrıcalıkları bambaşka güzellikleridir. Onların her daim unutamadığım parçalarından biri de "Jessica"dır. Enstrümantal olarak akıp giden bu parçayı yapan Dickey Betts'i bu Perşembe ( 18 Niasan 2024) sabahı 80 yaşında kaybettik. Sanatçı kanser ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı sonucu hayata veda etmiş.
The Allman Brothers Band'in kuruluşunda da yer alan efsanevi gitarist aynı zamanda iyi besteciydi de. Sadece "Jessica" değil, rock tarihine yer etmiş olan "Blue Sky", "In Memory Of Elizabeth Reed" ve "Ramblin' Man" gibi bir çok The Allman Brothers Band klasiğine de imza atmıştı.
Ne diyelim güzel bir abi daha bu dünyadan ayrılarak bizi yalnız bıraktı ama her daim pikapta dönecek olan The Allman Brothers Band plağında o aramızda olacak. Onun hatırası öyle kolay kolay bitmez.
Şu anda Spotify'da albümün çıkışına doğru bir sayaç koymuşlar ve orada 33 gün, 2 saat, 24 dakika , 42 saniye sonra Slash'in "Orgy of the Damned" isimli albümünün çıkacağını öğreniyorum. Elbet Slash sevdiğim bir gitaristtir ama hiçbir zaman yana yakıla çıkacak albümünü böyle merakla beklediğim vaki değildir. Bu merakımın sebebi ise Slash gibi bir gitaristi böyle yüzde yüz blues rock yorumu içinde dinleme keyfini yaşama isteğimden kaynaklanıyor.
Albümün çıkacağı haberinin ardından yayınlanan ilk tekli, Howlin' Wolf'un unutulmaz klasiği "Killing Floor"du ki bu parçada konuk olan AC/DC'nin vokali Brian Johnson'du ve ilgimi daha da arttırdı. Öyle ki AC/DC'de dinlemeye doyamadığım bu vokali blues tarzında dinleyebilme olanağını yakalamıştım, bundan büyük bahtiyarlık olabilir miydi.
Slash ile Johnson'un blues'ta böylesi güzel buluşması harikaydı. Bu hafta da albümün ikinci single'ı (yani teklisi) çıktı. Bu Fleetwood Mac'in Peter Green imzalı blues rock başyapıtı "Oh Well"di. Slash bu parçada da Chris Stapleton'ı vokaliyle konuk ediyordu. Kentuckyli bu vokalisti az da olsa dinlemiştim ama buradaki yorumda blues tadı daha yükselerek harikalaşmış.
Slash'in blues albümü "Orgy of the Damned" 17 Mayıs 2024 tarihinde yayınlanacak. Ve şimdi tekrar sayaca bakıyorum... 33 gün, 2 saat, 4 dakika, 49 saniye kalmış. Beklemelerdeyim ve o gün geldiğinde de uzun süre kulağım onda olacak.
Bruce Dickinson, yaklaşan solo turnesine ısınma amacıyla dün gece (12 Nisan Cuma) efsanevi Los Angeles kulübü Whiskey A Go Go'da kelimenin tam anlamıyla çok samimi bir konser verdi.
Dave Moreno (davul), Mistheria (klavye) ve Tanya O'Callaghan'ın (bas) Philip Näslund (gitar), Chris Declercq (gitar)'dan oluşan solo grubuyla sahneye çıkan Bruce Dickinson, 2005 tarihli solo albümü "Tyranny Of Souls" tan alınan "Abduction" ın ilk kez seslendirildiği parçalar ; Dickinson'ın 1998 tarihli "The Chemical Wedding" albümünden alınan "The Alchemist" ; ve Bruce'un son solo albümü olan bu yılki "The Mandrake Project" ten dört şarkı : "Afterglow Of Ragnarok" , "Many Doors To Hell" , "Resurrection Men" ve "Rain On The Graves"a yer verdi. Bu konserde bir sürpriz yapan vokalist, blues rock efsanesi Edgar Winter'ın klasiği "Frankenstein"ı da seslendirdi.
Iron Maiden'ın usta vokalisti 20 yıl aradan sonra ilk solo konserine çıktı. Bundan sonra da yaza ülkemize gelecek. Bu gerçek anlamda heyecan verici. En son yaptığı "The Mandrake Project"albümü çok başarılı ve heyecan verici, dilerim İstanbul konserinde kimse Iron Maiden oarçası çal diye cırlamaz da şu albümün konserinin keyfine varırız.
Bu arada dün geceki Bruce Dickinson konserinin playlisti ve konserden izleyici çekimlerine yer vereceğim.
Ve son olarak; Bu Bruce Dickinson muhteşem bir adam! Helal olsun, Aşk olsun !
Bu hafta, Bruce Dickinson'ın, Hollywood'daki dünyaca ünlü Whiskey A Go Go'da konseri vardı. 12 Nisan Cuma ve 13 Nisan Cumartesi günleri gerçekleşecek iki konser bir sürpriz olarak son anda duyuruldu. Bu efsanevi mekanda yapılacak konserin biletleri de Cuma sabahı satışa sunuldu. Üstelik biletler internetten falan alınamıyor ve bilet almak isteyenler bizzat konser salonunun gişesinden almak zorundaydı. Böyle olunca da eski zamanlarda olduğu gibi erken saatlerde gişenin önünde bir kuyruk oluştu. İşte bu anda kuyrukta bilet için bekleyenler gişede bilet satan görevli bölümünde Bruce Dickinson'ı göreceklerdi.
Ani verilmiş bir kararla Whiskey A Go Go gibi bir mekanda konser vermeye karar verdiklerini söyleyen Bruce Dickinson, konser sabahı bilet gişesinde kuyruk olanları görünce eski günlerini hatırlayarak böyle bir sürpriz yaptığını söyledi.
"Gerçek bir gişe, insanlara benim konsere başladığım zamanların nasıl olduğunu hatırlatmalı!" sözleriyle bu sürprizini açıklayan Dickinson Whiskey A Go Go'da ani bir şekilde konser verme kararını da şu sözlerle özetledi:
"Kuzey Hollywood prova stüdyomuzda tur için hazırlanırken, provalar çok iyi gittiğinden, belki biraz eğlenip burada, Los Angeles'ta son dakikada bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. "
Bruce Dickinson bu ani konser haberini de aşağıdaki videoyla duyurdu:
Whiskey A Go Go konserini duyuran bu video mesajında şunları söyledi: "Merhaba, ani bir karar. Aman Tanrım, burada House Band Of Hell ile provalardayız, ki bu da aslında Whiskey A Go Go'da olacak olan şey. Cuma günü Los Angeles'ta sürpriz konser, Cuma sabahı saat 10'da, biletler satışa çıkıyor ve gişeye gittiğinizde kiminle tanışacağınızı asla bilemezsiniz... orada olacağız.
Iron Maiden'ın vokalisti Bruce Dickinson'un solo konser turnesinde olmayan bu konser sadece bir hafta önce karar verilmiş ve uygulamaya geçmişti.
19 Temmuz'da ülkemize de gelip konser verecek olan Bruce Dickinson'un konser biletleri şu anda Lüksemburg, Almanya Münih, Almanya Hamburg, Almanya Berlin, Finlandiya, Norveç, Macaristan, Hollanda, Fransa, İngiltere'de bitmiş durumda.