29 Kasım 2014 Cumartesi

TASTE “On The Boards” 1970

TASTE
“On The Boards”
1970


Taste’nin ikinci ve son stüdyo albümü. Aralık 1968’de Londra’da kaydedilen albüm, 1 Ocak 1970’de piyasaya çıkacaktı. Bu albümden sonra Taste için “İrlandalı Cream” tanımlaması bile yapılmaya başlanacaktı.

Albümdeki Taste Kadrosu:
·      Rory Gallegher – gitar, vokal, saksofon, armonika
·      Richard McCracken – bas gitar
·      John Wilson – davul

Albümdeki Parçalar:

1-    What’s Going On:
Alçalıp, yükselmeleriyle enerjisini sürekli koruyan bir parça. Kimi zaman sert bir sound gözlenirken arada durgunlaşıp neredeyse bir balad havasına bürünmesi dinleme keyfini arttırıyor. Gallegher’ın gitar soloları birbiri ardına dökülürken, Wilson’un davulu yoğun bir tempoyla abanma halinde görülüyor. Üçlünün ritm ayağında ise Mc Cracken bas gitarıyla dolgun melodiler yüklüyor.

2-    Railway And Gun:
Folk gidişinde ve yer yer de Southern Rock izlerinde başlayan bir parça. Gallegher’ın uzun sololarında Mc Cracken’in bas gitarına kulak verilirse harika tınılar elde duyulabiliyor. Parçanın finali ise gene baştaki tavra dönerek sonlanıyor.

3-    It’s Happened Before, It’ll Happened Again:
Albümün iki uzun parçasından biri. Uzun olması doğaçlamaların yoğunluğuna da işaret ediyor. Boogie temelli bir başlangıçtan sonra (44 saniyeelik bir vokal bölümü) devamlı sololarla parça işleniyor. Yarısına dek gitarla işlenen parçayı Gallegher gitarı bırakarak alto saksofon solosuyla devam ettiriyor. Bu bölümlerde ise çalışma bir caz yorumuna dönüşüveriyor. Parçanın bitimine yarım dakikadan az bir zaman kala gene baştaki boogie tavrına dönüp vokalle son buluyor.

4-    If The Day Was Any Longer:
Rory Gallegher’ı bu sefer de armonikasıyla dinleme imkanına erişiyoruz

5-    Morning Sun:
 Hard rock temelli bir parça. Yoğun akışında giderken ortada durup akustik gitarla geçen bölüm ise harika bir nefes almayı sağlıyor.

6-    Eat My Words:
Hareketli ve hard rock ögeleriyle bezeli bu parça da arada duruşları bizim halk ozanları ile geleneksel bluescıların öykü anlatışlarına benziyor. Bu parçada nefis gitar sololarına kulak verirken MC Cracken’in bas gitarına hayran olmamak da elde değil.

7-    On The Boards:
Albümün ikinci baladı. Gitarın yumuşak tonlarında tane tane düşen notalarıyla davulun ritmik bagetleriyle akan bir parça. Sona doğru ise gitarın yerini saksofon alırken başka dünyalara doğru bir yolculuk başlıyor.

8-   If I Don’t Sign I’ll Cry:
Tatlı bir gidişi olan bu çalışmada nakarat bölümleri dikkat çekici. Armonika ile elektro gitarın birbirini kesen düeti az ama albenili durmuş.

9-    She Here:
Bu parçada Rory Gallegher’i akustik gitarı ve vokaliyle tek başına buluyoruz.  

9-   I’ll Remember:
Açılışta yer alan “What’s Going On” gibi hard rock ile blues rock çizginin buluştuğu parça ile albüm son buluyor. Bu parçada Gallegher ile özdeşleşmiş olan hafif çığlıksı vokalle oluşmuş nakaratları duyabiliyoruz.


 Aptulika



28 Kasım 2014 Cuma

KADAVAR Live in Istanbul :




Rock Muzik Sihirbazları ( Abrakadavar ) 

2010  yılında  kurulan  Alman rock grubu  Kadavar  2012 yılında yayımladıkları ilk albümleri "Kadavar" ile dinleyicileri adeta zamanda yolculuğa çıkaran Berlinli bir üçlü .   Kadavar, 70'lerin doom ve psychedelic rock tarzlarını günümüzde en iyi yorumlayan grupların içinde yer alıyor.  Müziklerinde  bir  Black Sabbath tadı var . Gümbür gümbür  ama disiplinli çalıyorlar .  Byfuss’un da dediği gibi  “ Bu adamları da böyle disiplinli ve kusursuz çalar görünce  , Alman futbol ekolününde neden başarılı olduğunu daha kolay anlıyoruz “   . Adamlarda her konuda  ciddi bir çalışma ve disiplin var  gerçekten , bunu çok açıkça görebiliyoruz bu tür gruplarda da ...   Müziklerinde   hard rock riffleri ile psychedelic  rock ögelerine   dokunuşları görmek , duymak keyifli.   Grup  2013'te yayımladığı "Abra Kadavar" albümü ile de klasik rock'un hala yaşadığını kanıtlamakta .Halen eskilerin daha iyi olduğuna inanan ( benim gibi )  müzikseverler için   bir şanstır Kadavar .  Dinlemediyseniz  tavsiye ediyorum . 

Kadavar Live in İstanbul 
Bu keyifli ve sağlam grubu  dün akşam  İstanbul'da Joly Joker  sahnesinde dinleme şansını bulduk .  Liquid Dream  ,  Living in Your Head , Doomsday Machine ,  Into The Night , Eye of the Storm   gibi   keyifli parçalarına eşlik ettik . Alman Krautrock  grupları  70’lere  “Avrupa Rock Müziğine “ damgalarını vurmuşlardır .  Kısacası  Almanya’nın çok sağlam bir rock muzik geleneği vardır .  Genelde  sağlam soundlu  ve ekollerine uygun makine düzeninde çaldıklarını biliyoruz .  Kadavar’da dün akşam bizi şaşırtmadı .   Üçlü  sahneyi doldurdu gerçekten de  ,  “bis”e girmeden önceki normal sürenin son parçasını sanırım 15-20  dakika kadar çaldılar , gitar efektleri , davul ve basın uyumu  oldukça başarılıydı .  Hem gitar hem  davul  gerçekten  ilgi çekici performans  sergilediler .  Hani derler ya kulaklarımızın pası silindi, aynen öyle oldu .  Konser bittiğinde  bir yarım saat kadar kulaklarımda uğultu  doyurucu ve iyi bir konserden arda kalan eserdi kısacası .  En azından albümlerini edinip dinlemenizi öneririm bu türün meraklılarına . Konseri düzenleyenlere de bir teşekkür edelim bu vesile ile ... 

Grup hakkında kısaca :

Üyeler :    Gitar , vokal :  Christoph „Lupus“ Lindemann  ,   Bass : Simon „Dragon“ Bouteloup (2013 de  gruba katıldı  .  İlk kurucu üye  basçı :  Philipp „Mammut“ Lippitz 2013 de gruptan ayrılmış )   ,  Davul  : Christoph „Tiger“ Bartelt

Albümler :   2012: Kadavar (LP/CD, This Charming Man Records / Tee Pee Records)  ,   2013: Abra Kadavar (12. April, LP/CD, Nuclear Blast)  ve   2014: Live in Antwerp (Live Album )

Geronimo Yalnizkartal / 27 Kasım 2014 İstanbul

27 Kasım 2014 Perşembe

TASTE “Taste” (1969)

TASTE
“Taste”
(1969)




 İrlandalı gitarist Rory Gallegher’in grubu Taste’nin ilk albümü.  The Cream’ın devamı gibi de görülen grup, onlar gibi üç elemandan kurulu bir rock trio’suydu.
1968’de İngiltere’nin Londra şehrinde De Lane Stüdyoları’nda kaydedilen albüm, Nisan 1969’da piyasaya çıkmıştı. Albümün prodüktörlüğünü Tony Cotton üstleniyordu.

Albümdeki Taste Kadrosu:
·      Rory Gallegher – gitar, vokal, saksofon, armonika
·      Richard McCracken – bas gitar
·      John Wilson – davul

Albümdeki Parçalar:

1-    Blister On The Moon
Kuvvetli ve keskin gitarlarıyla o dönem için ileri fikirler taşıyan bir çalışma. Parça için erken dönem metal tarzı çalışma tanımlaması da yapılmaktadır.

2-    Leavin’ Blues:
Leadbely’nin klasik blues yapıtı Taste’nin yorumuyla rock’a taşınırken kimi zaman geleneksel kalıplara bağlı kimi zamanda sınırlarını progresif ile hard rock arası noktalarda gezindirmiş.

3-    Sugar Mama:
Geleneksel bir blues parçasını 7 dakikalık bir yorumla sunmuşlar. Rory Gallegher’in kendisine has bütün özelliklerinin görüldüğü bu yorumdan sonra konserlerde en çok çalınan ve doğaçlamalarla uzun sürelere yayılan parçası olacaktı. “Sugar Mama”, Taste sonrası da Gallegher’le özdeşleşecekti ama bu albüm kaydında yorumu dinlerken bascı McCracken’in  ve davulcu Wilson’un da hakkını vermek zorundayız. Parçayı bir kez dinledikten sonra iki kere daha dinlemek gerekir. İkinci dinlemede kulağınızı bas gitara verirken, üçüncüde de kulak ilgisi davula verilirse bu durum daha iyi anlaşılacak.

4-    Hail:
Rory Gallegher’in akustik gitarla yorumladığı klasik blues izinde giden bir parça.

5-    Born On The Wrong Side Of Time:
Yerel bir folk şarkısı dokusunda blues fikirlerden yola çıkılmış. Ortadaki pastoral tatlar içeren bir yabancılaştırma ile yakalanan progresif yapı müziğin alçalıp yükselmesiyle mükemmel bir anlatıma dönüşmüş.

6-    Dual Carriageway Pain:
Gitar bölümlerine baktığımızda bugüne dek süren heavy rock gitar bölümlerinin ilk müsebbibinin Gallegher olduğuna şahit oluyoruz.

7-    Same Old Story:
Gallegher’ın efsaneleşmiş parçalarından biri.

8-    Catfish:
8 dakikalık bir yorum. Gene Gallegher konserlerinin vazgeçilmezi. Geleneksel bir parça olan “Catfish”, albümdeki ikinci parça “Sugar Mama” gibi benzer bir yorum lezzeti taşır.

9-    I’m Moving On:
Şirin ve güzel bir yorum.

Albüm için son nokta olarak söylenecek bir kaç söz olması gerekirse, bu hakkımı Taste’nin bas gitaristi ve davulcusu için kullanmak isterim. Rory Gallegher’in haklı karizmasına (ki bu başlı başına müzik gücü olarak) rağmen Taste’nin bir grup olarak bütünleşmesinde diğer iki elemanın da payı çok büyük. Özellikle basgitarist Richard McCracken’in tınısı ile davulcu John Wilson’un kuvvetli bagetleri Taste’nin üçü de süper elemanlardan kurulu bir “süper grup” olduğunu gösteriyor.

Aptulika






27 Kasım 2014 Blues Perişan programı playlisti



 KRAMP - Özlemler
TASTE - Blister On The Moon
                Hail
                Born On The Wrong Side
                Dual Carrigeaway Pain
                It's Happened Before, It'll Happen Again
               If The Day Was Any Longer
               On The Boards
               Wee Wee Baby
               Take It Easy Baby
RORY GALLEGHER  - Cross Me Off Your List
                                        Ain't Too Good
                                        Lost At Sea
                                        All Around Man
                                       Out On The Western Plain
                                       At The Bottom
                                       Big Guns
                                       Bourbon
                                       Double Vision
                                       The Devil Made Me Do It
                                        Signals
                                        Jinxed
                                       Easy Come Easy Go
                                       Nothing But The Devil
                                        Ride On Red Ride





26 Kasım 2014 Çarşamba

Özlenen Rory Gallegher içtenliği



İrlandalı blues - rock gitaristi Rory Gallagher’ın 1974 yılında yaptığı ve unutulmazlar arasına girip, rock tarihine oturan efsanevi İrlanda konser turnesinin kayıtlarının yer aldığı “40th Anniversary  Irish Tour ’74” isimli albüm seti bu ay piyasaya çıktı.  7 CD ile 1 DVD’den oluşan özel kutu set bir dönemi günümüze taşıyor.





Günümüzde bir fabrika üretimine dönen müzik, doğal olarak bir endüstri. Önde görülen ve yıldızı bir hayli parlayan isimler genellikle hep aynı oluyor. İdol haline gelen bu isimlerin ne yaptıkları, yaptıklarının ne derece iyi olduğunun önemi pek yok. Müzik endüstrisi ve onun yanısıra giden müzik medyası da aynı isimler etrafından dönüp, dolaşıyor. Bundan dinleyici de rahatsız olmuyor, tam tersine çok memnun. Bu yöntem bizde de aynen sürüyor ve galiba çok uzun zaman sürecekte. Ancak batıdaki büyük müzik şirketleri bizdeki gibi iç pazara hitap etmedikleri için arasıra da olsa “Sezar’ın hakkı Sezar’a” misali müzikal yönü kuvvetli olan müzisyenleri unutmuyor. İrlanda’dan çıkan en önemli rock ve blues gitaristi Rory Gallegher’ın 40 yıl önceki Kuzey İrlanda turnesinin konser kayıtlarını 7 CD’de toplanarak yayınlanması da bu örneklerden biri.
Rory Gallegher’ı 14 Haziran 1995’te karaciğer rahatsızlığı sonucu 47 yaşındayken yitirmiştik. Usta bir gitarist ve vokalist olan Gallegher, 60’ların ortalarında Taste isimli grubuyla efsaneleşmişti. 1970’ten sonra ölümüne kadar solo albümler yapan sanatçı, döneminde tüm dünyada 30 milyonluk albüm satışına ulaşacaktı.


Elden düşmeyen ‘Stratocaster’
İrlanda’nın kuzeyindeki Cork şehrinde 1948 doğan Rory Gallegher, 9 yaşında akustik gitarla müziğe adım atacaktı. Gitarı kendi kendine öğrenen sanatçı, 13 yaşındayken de ilk elektro gitarına sahip olacaktı. Bu Fender Stratocaster marka bir gitardı ve bunu profesyonel kariyerinde de elinden bırakmıyacaktı.
Gallegher’in blues’la ilk tanışması İskoç pop yıldızı Lonnie Donegon’u radyoda duymasıyla olacaktı. Ardından BBC’de çıkan ABD’li rock’n roll ve blues sanatçılarını izleyip, parçalarını gitarıyla hatim edecekti. Bu ilk tanıştığı blues ustalarından Muddy Waters onun için ayrı bir yere oturuyordu. Rory Gallegher gitarda kendini geliştirirken, armonika çalmayı da öğrenecekti. Bununla da yetinmeyen sanatçı, mandolin, banjo, sitar ve neredeyse bir caz müzisyeni kadar güçlü bir çalış tekniğine sahip olduğu alto saksofonu da öğrenecekti.

Muhteşem üçlü: Taste
15 yaşında okuldaki arkadaşlarıyla ilk grubunu kuran Rory Gallegher, 17 yaşında İrlanda ve İngiltere’de konserler verecekti. Bu aşamada Almanya’nın Hamburg şehrinde de konserler verip, müzik yapan sanatçı, 1966’da İrlanda’ya dönerek kendi grubunu kurmaya karar verdi. Böylece bir blues rock trio’su olan Taste kurulacaktı. Rock tarihine oturan bu üçlü de ilk olarak Norman Demery ve Eric Kitteringham yer alıyordu. 1968 yılına gelindiğinde ise onların yerleri iki Belfast’lı müzisyenle değişecekti. Böylece gitar ve vokalde Rory Gallegher, davulda John Wilson, bas gitarda da Richard McCracken’den oluşan ideal kadrosuyla Taste, efsanevi Marquee Club’da  çıkacaktı. Burada dikkatleri çeken grup, İngiliz ‘süper grup’ The Cream’ın tarihe oturan Royal Albert Hall konserinin açılışında çalacaktı. Bu tanınmanın gücüyle bir başka ‘süper grup’ olan Blind Faith’in Kuzey Amerika turnesinde açılış grubu olarak yer alarak, ilk plak tekliflerini de alacaklardı.


Sadece gitar değil saksofonda da usta
Taste , 70’lerin başında yaptığı üç albümle unutulmazlar arasına girecekti. Grubun 1970 tarihli “On The Boards” albümünde Rory Galleger, “It’s Happened Before”da gitarı bırakıp saksofona geçecekti ve çıkan yorum herkesi şaşırtacak denli caz birikimindeydi.
Taste’nin ardından yeni bir grup kurmayı deneyen Rory Gallegher, 1971 yılında ilk solo albümün çıkartacaktı. Bu albümde gitar, vokalin yanısıra alto saksofon, armonika, mandolin de çalan Gallegher’a bas gitarda Gerry McAloy ile davulda Wilgar Campbell eşlik ediyordu ki,  gene bir trio formatını görüyorduk.  Daha sonra “Deuce” ile solo albümlerine devam eden gitarist, 1972’de de konser kayıtlarını albüm haline getirecekti. O yıl Melody Maker dergisi tarafından yapılan okuyucu anketinde ise “Dünyada Yılın En İyi Gitaristleri” arasında Eric Clapton’u geride bırakarak birinci sıraya oturacaktı.

İrlanda’nın unutulmaz kahramanı
1995’teki ölümüne kadar solo albümler yapan Gallegher, virtuozite düzeyindeki ustalığına rağmen samimi ve içten çalışının yanında konserlerinde seyircilerin arasına girip çalacak kadar da müziği yaşayan bir isimdi. Onun ölümünden sonra da dünya onu unutmayacaktı. Onunla özdeşleşen Stratocaster gitarının rolyefi Dublin’deki Temple Bar’ın duvarına bir plaketle konulacaktı. Doğduğu kent olan Cork’ta 2004 yılında adına bir müzik kütüphanesi kurulurken, 2010  yılında Donnegel’in bir caddesine bronzdan bir heykeli dikilecekti.
İrlandalı blues - rock gitaristi Rory Gallagher’ın 1974 yılında yaptığı ve unutulmazlar arasına girip, rock tarihine oturan efsanevi İrlanda konser turnesinin kayıtlarının yer aldığı “40th Anniversary  Irish Tour ’74” isimli albüm seti bu ay piyasaya çıktı.  7 CD ile 1 DVD’den oluşan özel kutu set bir dönemi günümüze taşıyor. Bu muhteşem konser dizisinin 40. yıldönümünde usta gitaristin doğduğu kent olan Cork ile Dublin ve Belfast’ı da kapsayan efsanevi İrlanda konser turunun en güzel kayıtları yeniden master edildi. 7 CD ile birlikte yer alan DVD’de ise ilk defa gün yüzüne çıkan hem konser hem de belgesel niteliğinde çekimler yer alıyor. 
1974’ün Ocak ayında başlayan İrlanda turnesi yönetmen Tony Palmer tarafından filme çekilmişti. Bu kayıtlar tekrar elden geçirilerek, 40 yıl sonra ilk defa bir belgesel olarak yayınlanıyor. Kuzey İrlanda’da verilen 9 konserin kayıtları arasından seçilen kayıtlar Rory Gallegher’ın müzikal dehasını ortaya koyuyor.
Konser kayıtları içinde ilk dikkati çeken çalışmada, blues efsanesi Muddy Waters’ın ”I Wonder Who” parçasını seslendiren Galleger, ortaya harika bir akustik icra çıkartıyor. Gene Shadows stilindeki “Maritime” ve "Walk on Hot Coals" ise seçkilerden hemen öne çıkanlar oluyor. Konserleri hem filmden hem de CD’lerden dinlerken Rory Gallegher’in Britanya adasının en iyi İrlandalı gitaristlerinden olduğunu bir kez daha (hatırlıyor) anlıyoruz.


Aptulika



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...